Bireysel Yetişkin Terapi, bireylerin kendini daha iyi tanıması, güçlü ve zayıf yönlerini, olumlu ve olumsuz duygularını fark etmesi, yanlış ve olumsuz duygu, düşünce ve davranışlarını kontrol etmesi ve yaşadığı psikolojik sorunları aşabilmesi için psikoterapist ile birlikte yürüttüğü bir yeniden tanıma, anlama ve tedavi sürecidir. Bireylerin kendi başlarına yaşadıkları sorunların yanı sıra aile ve çevre ile kurduğu ilişkilerde bireysel terapinin kullanıldığı alanlar arasına girmektedir. Bireylerin sorunlarının olduğu konuların ikili ilişkiler ile ilgili sorunlar olması bireysel terapinin kullanılmadığı anlamına gelmemektedir.
Bireysel Yetişkin terapide, danışan ile psikoterapist arasında bir güven bağı oluşturulur. Temel konu danışan ve danışanın sorun yaşadığı, sıkıntı duyduğu konulardır. Psikoterapist kendisi ile ilgili konuşmaz, merkez danışandır ve konuşulan da danışanın kendisi ve sorunlarıdır. Danışan ve psikoterapist arasında kurulan güven ilişkisi, iyileştirici etkiye sahip bir iş birliği ortamında gerçekleşmektedir.
Bireysel Yetişkin terapi, danışan ve terapistin iş birliği içerisinde çalıştığı,
danışanın yaşadığı zorlukları, sorunları ele alarak, bu konular ile nasıl baş
edebileceğini anlamaya ve öğrenmeye çalıştığı bir süreçtir.
Bireysel Yetişkin terapinin konusu olan sıkıntılar ve zorluklar, her danışana göre
farklılık göstermekte ve terapinin gidişatı da bu farklılık ile şekillenmektedir.
Danışanların, bireysel terapiye başvurmasına neden olan konular psikolojik
rahatsızlıklar, sosyal- ilişkisel zorluklar ve psikosomatik reaksiyonlardır. Psikolojik
rahatsızlıklar, bireylerin yaşamlarını ciddi derecelerde etkileyen ve yaşam kalitelerini
düşüren sorunlardır. Tedavi edilmesi şart olan psikolojik rahatsızlıklar, depresyon,
kaygı bozukluklar gibi duygu durumunu etkileyen rahatsızlıklar olabileceği gibi, yeme
bozuklukları gibi bireylerin fiziksel sağlıklarını tehlikeye atabilecek
rahatsızlıklardır.
Bireysel Yetişkin terapi içerisinde etkinliği kanıtlanmış birçok terapi seçeneği bulunmaktadır. Bunlardan en sık kullanılan terapi yöntemleri ise şöyledir; bilişsel-davranışçı terapi, şema terapi, EMDR terapi
Kliniğimizdeki terapistimiz bu duygularla etkili bir şekilde nasıl baş edeceğine dair yol gösterici olacaktır.
Pozitif içsel konuşma tekniği bu tarz sorunlarda sıklıkla kullanılarak sorunun üstesinden gelinir.
Bize yardımcı olabileceklerine dair konuşmalar yapılarak çocuklarımızın sürece adapte olmaları sağlanır.
Terapi süreci, terapistin danışana ne yapması gerektiğini söylediği, tavsiyeler, öğütler verdiği bir süreç değildir. Terapi sürecinde olumlu düşünceleri ve doğru kararları terapistin yol göstermesi ile danışan kendisi keşfetmektedir. Terapist, danışanı yargılamaz, eleştirmez ve danışanın yaptığı olumsuz davranışlardan dolayı onu suçlamaz. Terapistin görevi, danışana yol göstermek, kendi içindeki gücü ve olumlu tarafı görmesini sağlamaktır. Terapist, danışanı belli bir düşünce kalıbında düşünmeye ve belli bir davranış şekli çerçevesinde davranmaya teşvik etmez. Terapist, danışanın kendi düşünce ve davranış şekilleri bulmasında, fark etmesindeki yol göstericidir. Terapi sürecinde danışanın motivasyonu yüksek tutulmalı ve terapi sürecinde pozitif düşünmesi için yönlendirilmelidir.